Necati Mert’in Sakarya sevdası, insana olan aşkı ve bıraktığı edebiyat mirası
Necati Mert’in Sakarya sevdası, insana olan aşkı ve bıraktığı edebiyat mirası
1 ay önce ebediyete uğurlanan Sakarya’nın edebiyat camiasına kazandırdığı önemli isimlerden yazar Necati Mert, Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) düzenlenen söyleşide anıldı.
1 ay önce ebediyete uğurlanan Sakarya’nın edebiyat camiasına kazandırdığı önemli isimlerden yazar Necati Mert, Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) düzenlenen söyleşide anıldı.
Mert’in edebiyat dünyasına bıraktığı izler, şehre olan katkıları ve Sakarya’ya olan sevdası konuşuldu.
Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Ofis Sanat Merkezi’nde (OSM) “Türk Edebiyatında Sakarya” programıyla örnek bir vefa programına daha imza attı.
Sakarya aşkı, edebiyata bıraktığı izler
Bu kez, 1 ay önce ebediyete uğurlanan ve Sakarya’nın edebiyat dünyasına kazandırdığı en önemli isimlerden olan yazar Necati Mert anıldı.
Yazar Ercan Yılmaz ve Bünyamin Demirci, programa konuşmacı olarak katıldı. Konuk iki isim, Necati Mert’in edebiyat dünyasına ve Sakarya kültürüne katkılarını, şehir sevdasını ve okuyucularda bıraktığı izleri konuştu.
“Eserlerinde Adapazarı ruhunu yansıtırdı”
Ercan Yılmaz, Necati Mert’in iyi bir gözlemci ve Sakarya’ya aşık biri olarak tanımlayarak, “Necati Mert, Türkiye’de ve belki de dünyada eşine az rastlanır bir şekilde, şehrine tutkuyla bağlı bir yazardı. Yazdığı her metin, Adapazarı’nın ruhunu, insanlarını ve yaşamını yansıtan birer belge niteliğindeydi. Onun hikâyelerinde ya da yazılarında sadece bir kurgu değil, aynı zamanda şehre dair saklı bilgiler de bulurdunuz” dedi.
“Sadece bir hikâye anlatıcısı değildi…”
Necati Mert’in şehir hakkında her detayı dikkatlice incelediğini vurgulayan Yılmaz, “Bir bulvarın orta refüjüne dikilen bir ağacın türünü ya da Sakarya ile ilgili bir detayı fark etmenizi sağlayacak kadar derinlemesine bir gözlemciydi. Bu, onu sadece bir hikâye anlatıcısı değil, aynı zamanda bir şehir tarihçisi, hatta Adapazarı’nın sesi haline getiriyordu” diye konuştu.
“Şehrini ve insanlarını sahiplenirdi”
Bünyamin Demirci ise Necati Mert’in samimiyetine ve dürüstlüğüne dikkat çekerek, “O, fikirlerini korkmadan dile getiren, doğrularından ödün vermeyen biriydi. Kendi geçmişine, şehrine ve insanına sıkı sıkıya bağlıydı. Hikâyelerinde ve yazılarında hep bu sahiplenmeyi gördük” ifadelerini kullandı.
“Toplumu ve insanı anlamaya çalışan bir gözlemci”
Demirci, Mert’in gözlem gücü, insan odaklı yaklaşımlarından ve Adapazarı aşığı olmasından bahsederek, “Necati Mert, 1945’te gaz lambalarının aydınlattığı bir dünyada doğmuş, yapay zekâ çağının eşiğine kadar yaşamış bir isimdi. Bu uzun zaman diliminde, sadece bir yazar olarak değil, aynı zamanda toplumu ve insanı anlamaya çalışan bir gözlemci olarak önemli bir perspektif sundu. Yakın tarihimize dair çizdiği resimler bir tarihçinin soğuk objektifliğinden çok, insana odaklanan sıcak ve samimi bir bakış açısını barındırıyordu. Necati Mert, bireylerin hikayelerine, yaşantılarına ve duygularına yoğunlaşarak eserlerini oluştururdu” şeklinde konuştu.
Söyleşi sonrası yazar Bünyamin Demirci’nin katılımcılara dağıtılan Necati Mert ile birlikte kaleme aldığı “Üç Taşlı Hikaye Necati Mert ile Nehir Söyleşisi” kitabını imzaladı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.